22 Eylül 2011 Perşembe

GÜCE TAPINMA


Psikologlar ve toplumbilimciler, 'güce tapınmaktan' kaynaklanan bu durumu 'Stockholm Sendromu' olarak adlandırdılar. Vardıkları sonuca göre, uzun süre baskı altında yaşayan ve şiddet gören birey, zamanla bu durumu kanıksıyor...

'Gücü' kutsuyor ve o gücü uygulayanın tutsağı haline geliyor. Gustav Flodberg, savını tam da bu noktadan başlatıyordu. Ona göre, "Stockholm Sendromu" toplumlarda da görülüyor. Üstelik bu kuramın belirtilerine Yunan mitolojisindeki tanrılar savaşında da rastlamak mümkün. Almanya'da Hitler'in iktidara gelmesinde 'güce tapınmanın' etkisi var. Birçok diktatör, bu yüzden halkın desteğini de alarak uzun süre iktidarda kalabildi. Ancak bu sendrom, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra belirgin olarak ortaya çıktı. Günümüzde de ülkelerindeki sosyal ve ekonomik sorunları çözemeyen iktidarlar, demokrasi geleneklerini boş vererek kolaylıkla 'otoriter'liğe yöneliyor. 'Kurtarıcı' arayışındaki kitleler de onların peşinden sürükleniyor. Baskı altındaki toplumlar, bir süre sonra baskıyı uygulayanın üstünlüğüne inanıyor ve ona bağlanıyor. Dış dünyadan soyutlanan birey, kendisini çekip çevirecek 'otoriter lider' arıyor. 'Stockholm Sendromu'nun izlerini, günlük yaşamda, dinin ve tarikatların baskısı altındaki toplumlarda, savaş esirlerinde, cinsel tacize ve aile içinde şiddete uğrayanlarda da görmek mümkün.

Katılırsınız, katılmazsınız Gustav Flodberg böyle diyor..."