10 Eylül 2009 Perşembe
WELCOME
Welcome to the web site of an "official in uniform", someone who thinks that, just like love, arts and life, knowledge and interest grow when shared.
According to his approach of the synergy of knowledge, Bill Gates states: "I have an apple and you have an apple. If I give you my apple and you give me yours, than we both have one apple again. However, if I have a piece of knowledge and you have one and if I give you my piece of knowledge and you give me yours, than we both have two pieces of knowledge."
On this web site you will find articles on various topics, poems, caricatures, commentaries on books and photographies, all inciting to consider at length, to discuss and inviting you in the name of "humanity" to meet on "a common denominator", even if you don't share the same ideas. I have respect for every idea which is just and right, which serves all requirements of a modern and human life and which enhances the quality of such a life.
Instead of a selfish wish to keep the mysteries searched for within the dilemma of wanting or not to unveil and which sometimes are hidden in de verses of a poem, sometimes in the strokes of a drawing or the words of a story, you will find a genuine striving for sharing with everyone on the present web site.
This web site is the result of an unending search for sharing and finding better and juster solutions through dialogue. I hope you'll surf through the pages. I also do hope that you will share your thoughts on what you'll see and read. Maybe you might want to share your thoughts on your professional life, your own experiences, your problems or your legal difficulties, or you might be seeking for legal support. Whatever, I am ready to share all those with you.
On this web site you will also find some useful information. Please serve yourself.
Through this web site I also want you to learn about the little town of Karaburun, where I am living and which I love very much. Who knows, one day you might pass by in Karaburun and maybe we'll meet and share some nice thoughts and moments.
Wishing you to share all nice things with the ones you love... Welcome again...
While developing a strategy, it is important to consider closely the things which seem far away and to look from a certain distance at the close things.
7 Eylül 2009 Pazartesi
EVRENSEL ETİK MANİFESTOSU
EVRENSEL ETİK MANİFESTOSU HAKKINDA BİR DENEME
Sevgili Meslektaşlarım,
Dillerimiz, dinlerimiz, gelenek-göreneklerimiz ve üzerimizdeki üniformaların rengi farklı da olsa, bizler dünyadaki en büyük ailenin üyeleriyiz. Orduların bile varlık nedenleri ve amaçları bazı durumlarda birbirinden farklılık gösterirken, bizim varlık nedenimiz ve amaçlarımız tarih boyunca hep aynı kalmıştır: Emrinde olduğumuz toplumun huzur ve mutluluğunu sağlamak… O yüzden, benim bir Türk olmam, sizlerin duygu ve düşüncelerini anlayamayacağım anlamına gelmiyor. Aksine, sizleri çok iyi anlıyor ve hayatının on altı yılını tehlikelerle dolu sokaklara vermiş biri olarak, içinde bulunduğunuz zorlu çalışma koşullarına karşın sergilediğiniz mesleki performansa sonsuz saygı duyuyorum.
Yeryüzündeki bütün polisler için, mutluluklar da acılar da ortaktır. Sizler, bir meslektaşınızı görevi başında kaybettiğinizde onun cenaze töreninde neler hissediyorsanız, bizler de burada aynı şeyi hissediyoruz. Ya da sizler mesleğe ilk adımı attığınızda ne tür heyecanlar yaşıyorsanız, aynı heyecanı bizler de yaşıyoruz. Mesleki bir başarı elde ettiğinizde, evlendiğinizde, çocuğunuz dünyaya geldiğinde, aşırı çalışmaktan dolayı ailevi ilişkileriniz altüst olduğunda, bir yakınınızı ya da mesai ortağınızı kaybettiğinizde, ayın ilk haftası cebinizde beş para kalmadığında, Amirlerinizle takıştığınızda ya da emekli olduğunuzda…
Kısacası, bizler aynı yolun yolcularıyız. Bu yüzden birbirimizi herkesten daha iyi anlarız. Bütün Türk meslektaşlarımdan, özellikle de mesleğe yeni başlayan genç kuşak polislerden dostâne bir ricam var. Polislik, ancak sevgi duyulduğunda yürütülebilecek bir meslektir. Saçının son teline kadar fedakarlık duygusuyla donanmış, herkesten çok daha yürekli olan erkek ve kadınların mesleği… Eğer işinizi sevmez ve ona coşkuyla bağlanmazsanız, bu meslekte geçen her yeni gün sizin için ağır bir işkenceye dönüşecektir.
Mesleği sevmek ise hizmetinde olduğunuz toplumu sevmek demektir. Sizler, dünyanın en kutsal görevini yürütüyorsunuz. Milyonlarca insan, ülkenize orman kanunlarını getirmeye çalışan yasadışı kişilerin karşısında gözlerini umutla size dikmiş, sizden onların malını, canını, namusunu ve huzurunu korumanızı bekliyor. Bir kamu görevlisi için hayatta bundan daha ağır bir sorumluluk yoktur. Bu sorumluluğu lâyıkıyla yerine getirebilmeniz için de siz suçlulardan değil, suçlular sizden korkmalıdır.
Kötülük ve kötüler karşısında asla tavizkar olmayın. Her sabah göreve giderken cebinizde suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırt etmenize yarayacak olan çok hassas bir kuyumcu terazisi bulunsun. Mutlaka gerekmedikçe şiddete başvurmamaya çalışın. Çünkü sürekli ve abartılı bir şiddet kullanımı, zamanla yüreğinizdeki iyi duyguları ve merhameti köreltir. Şiddete yalnızca masum insanları yasadışı şiddetten korumak için başvurun.
Ve her şeyden önemlisi de halkınızı sevin. Sokaklarda gördüğünüz bütün yaşlı kadınları anneniz, bütün yaşlı adamları babanız, bütün genç kadınları kız kardeşiniz, bütün genç erkekleri biraderiniz, bütün çocukları da çocuğunuz olarak görün. Suçlu bile olsalar! Suçluyu izlemek, yakalamak ve hakkında kovuşturma yapmak, o suçluyu yasada bulunmayan fazladan cezalara çarptırmak anlamına gelmez. Unutmayın ki bugün hayatın acı ikramiyesi ona çıkmıştır, yarın pekala karşınızda aynı durumdaki bir yakınınızı bulabilirsiniz. O yüzden, toplumu aileniz gibi görün ve sevin.
Ve en önemlisi, ruhları kirlenmiş insanların sizleri az pahaya satın almaya kalkışmalarına izin vermeyin. Aç kalın,sıkıntı çekin; ama bunu yapmayın. Üniformanızın gücünü, heybetini ve onurunu hep koruyun. Unutmayın ki siz devletsiniz ve devlet suçluların karşısında asla eğilmez.
Hepinize başarılarla dolu bir meslek hayatı diliyorum. Sevgi ve dostlukla kalınız…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)